+ Bir fikrim var, kesin tutar!

– Yapın bence?

+ Param olsa kesin yaparım.

– Bulabilirsiniz?

+ Nasıl bulayım?

– Devlet hibeleri var. Krediler var. Ortak olmak var. Yatırımcı bulmak var. İşi elindeki imkanlarla bir yere kadar getirip sonra büyütmek var. Kickstarter var. Sosyal medyadan komünite oluşturmak var. Gün içinde başka bir işte çalışıp akşam herkes yattıktan sonra işiyle ilgilenen var. Evini / arabasını satıp işe giren var. Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Hiç para biriktiremiyorum.

– İhtiyacınız yokken alış veriş yapmayın? Misal, telefonunuz sorunsuz çalışıyorsa son model telefon almayın? Bilinçli tüketici olmayı öğrenin? Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Spor yapmak lazım da zaman yok. Bütün gün işteyiz, sonra da bir şey çıkıyor.

– Mesaiye kaldığı halde spor yapanlar nasıl yapıyor? Planınızı spora göre yapın? Öğle arası spor yapın? Erken kalkıp spor yapın? Araçtan erken inip, her gün 20 dakika yürüyün? Ev ortamında spor yaptıran cep telefonu uygulamalarını indirin?

+ İşe yaramaz onlar.

– İşe yarıyor ki bu kadar çok insan kullanıyor. Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Başarılı olmak istiyorum ama <buraya Türkçe’deki herhangi bir kelime gelecek>

– Başarılı olmanın yöntemleri bulunmuş, üzerlerine de kitaplar yazılmış. Araştırdınız mı? 

***

+ İngilizce öğrenmek istiyorum ama kurslar çok pahallı.

– Halk Eğitim Merkezleri çok hesaplıymış? Araştırdınız mı?

+ İyi değildir onlar.

– Arkadaşlarım gidiyor, çok memnunlar?

<Cevap yok>

+ Ücretsiz ya da düşük ücretle kurs veren web siteleri ve cep telefonu uygulamaları var. Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Satış yapamıyorum!

– Kaç müşteri gezdiniz?

+ 20.

Daha çok müşteri gezin? Satış eğitimi alın? Kapalıçarşı’ya, esnafa ya da pazara gidip gözlemleyin, öğrenin? Satış yapmayı bilen birini işe alın? Internet’teki ücretsiz kaynakları tarayın? Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Kitap okumak istiyorum ama zamanım yok.

– Günde 3 saat (Türkiye ortalaması) sosyal medyada dolaşmayın? Günde 4 saat (Türkiye ortalaması) televizyon izlemeyin? Trafikte okuyun? Tuvalette okuyun? Her gün yatmadan önce sadece 20 dakikalığına okuyun? 

+ 20 dakika çok az. O kadar zamanda okuduğun bir şeye benzemez.

– E hiç okumamaktan iyidir? (Türkiye’de okuma hızı ortalaması dakikada 150-200 kelime. Dünya rekoru yanlış hatırlamıyorsam dakikada 10.000 kelimenin üzerinde. Hızlı okuyanların okuduğunu anlama ve geri hatırlama oranı normal okuyanların 2 katı civarında. Bizim gibi normal okuyan insanlar 15 dakikalık idmanlarla okuma hızlarını üçe katlayabiliyor ve 600 kelimelere rahatlıkla ulaşabiliyorlar. 600 kelime, 20 dakikada 12.000 kelime eder. Amazon.com’da satılan kitapların sözcük ortalaması 64.000 kelimeymiş. O halde küçücük bir çabayla 5-6 günde 1 kitap bitirebilirsiniz.) Hızlı okumayı öğrenin? Bu konudaki ücretsiz videoları izleyin. Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Bilim ilerlemiyor. / O teknoloji bizde yok. / O imkan bizde yok.

– İlerlemesi için siz katkıda bulunun? Örneğin bilimsel teknolojiler için ödenek toplayan bir web sitesi kurun? Siteye reklam alıp insanları darlamak yerine bir markayla sponsorluk anlaşması yapın? Madem bu kadar bilim sevdalısısınız; toplanan ödenekten bir pay alın. Böylece bunu yaparken hayatınızı idame ettirecek parayı kazanabilir ve bilimi ilerletmeye devam edebilirsiniz. Zamanı gelince bir etkinlik düzenleyin ve bilet satın. Bu sayede bilim insanlarına daha çok destek olun. Örneğin yurt dışına gönderin? Patent almak, inovasyon yapmak, liderlik, pazarlama gibi eğitimlere gönderin? Ya da o olmayan teknolojiyi siz buraya getirin? İstiyorsanız getirmişken o teknolojiyle ilgili bir şeyi burada satıp para kazanın? En olmadı, teknolojinin olduğu yere gidin? 

+ Gidemeyiz, burada çocuğumuz / ailemiz / sorumluluğumuz var.

– Aynı durumda olanlar nasıl gidiyor? Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Çalışanlarım kötü!  / Ekonomi kötü! / Pazar kötü! / Hava kötü! / Müşteriler kötü! / Her şey kötü!

– E satan nasıl satıyor? Araştırdınız mı?

<Cevap yok>

***

+ Ben bunu 10 / 20 / 40 sene önce söylemiştim.

– Aferin. Kupa verelim mi yoksa böyle iyi misin? 

Bahane var. Cevap yok.

Çünkü umut yok.

İnsanda umut bırakmıyorlar!

E umudu olan nasıl oluyor? Cevap yok…

bahane üretmek

Dünyaya gelirken “fabrika ayarları”mızda umut bulunur.  O umut bize istediğimize ulaşmak için önce emeklemeyi, sonra yürümeyi öğretir. Bebekler hedeflerine yakınlaştıkça tarifsiz bir mutluluk yaşarlar. Bunun sebebi büyük ihtimalle bütün sistemin bunun göre tasarlanmış olmasındandır: Hedefe yakınlaştıkça mutluluk hormonu salgılarız. Fakat büyürken ne olursa olur ve bu umut kası kullanılmaya kullanılmaya körelir. Doğa, kullanılmayan boşlukları değerlendirmeyi iyi bildiği için yerine yaban otları çıkmaya başlar. Dilimizde bu yaban otlarına “şüphe” adını veririz. İşte bu şüphe yüzünden bahaneler üretir ve istediğimiz şeye nasıl ulaşabileceğimizi araştırmayı bile düşünmeyiz.

O sırada bir başkası benzer hedeflere ulaşmak için gece gündüz çabalar ve her geçen gün oraya biraz daha yaklaşır. Bakış açımızı değiştirdiğimizde şöyle bir şey görürüz:

Demek ki yapılabiliyormuş -ki birileri yapıyor.

Bizse bahane üretirken saatler günlere, günler aylara, aylar yıllara dönüşür. Sonra kendimizi “ben bunu 4 / 10 / 40 sene önce söylemiştim” derken buluruz.

İnsanoğlu, akıl sağlığını koruyabilmek için kendisini mantıklı ve tutarlı görür. Bu yüzden de bu durum “ben var ya ben… ben asılında süperdim. Ben bu olacakları çoktaan söylemiştim” gururuna dönüşüyor. İyi ki de dönüşüyor; yoksa pişmanlıklar içinde yaşıyor ve farkında olmadan çevremize de hayatı zehir ediyoruz. Fakat zamanında bahane üretmek yerine çalışmaya başlasaydık, 40 sene sonra bugün oraya ulaşanın biz olacağımızın farkına varamıyoruz.

Bazen hayat, istediğin şeyi gerçekten isteyip istemediğini sen göresin diye zor yerden sorar. Buna cevaben 5 dakika şikayetlen, söylen, bahane bul; o 5 dakikayı kaybedersin.

Yazının başlığının cevabı şu:

Bahanenin yatırım getirisi negatiftir. Bahane nefes, zaman, yürek israfıdır.

Bahanenin yatırım getirisi boşa harcanmış bir ömürdür. 

Sızlanmak bir işe yaramaz. Fakat “nasıl yapabilirim?” sorusu altındır.

Değerini bilmeyen teneke sanıp çöpe atar.

Değerini bilen ya üzerine takar ya da teknolojisine katar.

Sizin altın çöpte mi yoksa işte mi?

Siz bu altınla ne yapacaksınız, araştırdınız mı?

Kaynakça ve notlar:

1. Fotoğraflar: 1, 2

2. “Average Book Length: Guess How Many Words Are In A Novel”, The Huffington Post