Neden blog yazıyorum?

Yazdığım konuları ücretsiz ve reklamsız olarak okumak isteyenler için bir kaynak olmasını önemsiyorum. Bu yüzden bildiğim şeylerin çoğunu bu blogda yazıyorum. Daha fazlasını duymak isteyenler için eğitim ve danışmanlık veriyorum. Sebze meyveyi bile almadan önce incelemezsek hafiften kaşınmaya başlar, bize seçtirmeyen pazarcıya da ifrit oluruz. Böylesi bir ülkede büyümüş birisi olarak ben olsam zaman ve bütçe ayıracağım insanı incelemek ister, ne biliyor ne bilmiyor diye merak ederdim. Yazmak bu merakı da gideriyor. Bu arada blog yazmak konusunda bilmediğim konuları da öğrenmiş oluyorum. Sanırım her bakımdan iyi oluyor.

Neden blog raporları yazıyorum?

Ne zaman bir şeyin istatistiğini tuttuysam o konuda bir gelişme gösterdim. Örneğin sigara içtiğim dönemlerde bir sigarayı kaç dakikada (4- 6 dakika arasında bir rakamdı), günde kaç tane (60 = 3 paket ortalamayla) ve kaç dakikada bir sigara içtiğimi (en az 8, en çok 13) takip etmek bırakmama yardımcı olmuştu. Bu yüzden bugün bazı konularda istatistik tutuyorum.

Blog, sosyal medya ve dijital pazarlama gibi konularda neyin işe yaradığını merak edenler için de bu raporların küçük bir kısmını burada paylaşıyorum.

Yayınladığım ilk rapor olan Mart 2016 raporunu burada bulabilirsiniz.

Rakamlarla Ocak 2017

Sosyal Medya

[tbl colalign=”center|center|center|center|center”]

,Toplam, Ocak, Aralık, Değişim

Facebook, 2099, 2099, 2121, -%1.04

Twitter, 238, 238, 238, %0

Linkedin, 684, 684, 675, %1.33

Instagram, 227, 227, 222, %2.25

[/tbl]

Web Sitesi Verileri

[tbl colalign=”center|center|center|center|center”]

, Toplam / Ortalama, Ocak, Aralık, Değişim

Kullanıcı, T: 13.580, 996, 2.395, -58.41

Oturum, T: 18.729, 1.318, 2.898, -%54.52

Sayfa Görüntüleme, T: 35.787, 2.258, 4.927, -%54.17

Sayfa / Oturum, O: 1.91, 1.71, 1.70, %0.59

Oturum Süresi, O: 02:23, 01:57, 1:31, %28.57

Hemen Çıkma Oranı, O: %73.41, %76.86, %61.25, %16

Yeni Oturum, O: %72.44, %68.97, %76.57, %8

Geri Gelen Kullanıcılar, O: %27.5, %31, %23.4, %8

[/tbl]

Açıklamalar:

  • Web sitesi verileri Google Analytics bilgileridir. Google, ziyaretçi kimlik bilgilerini web sitesi sahipleriyle paylaşmaz. Sadece yukarıdaki gibi anonim istatistiklere ulaşmamıza izin verir.
  • Kullanıcı: Siteye en az bir kere gelen insanların sayısı.
  • Oturum: Toplam site ziyareti.
  • Sayfa Görüntüleme: Görüntülenen sayfa sayısı.
  • Sayfa / Oturum: Bir kullanıcının ziyaret ettiği ortalama sayfa sayısı.
  • Oturum Süresi: İnsanların sitede geçirdiği ortalama zaman.
  • Hemen Çıkma Oranı: Bir sayfayı görüntüledikten sonra siteden çıkan insanların yüzdesi. Değişim rakamının negatif olması iyidir.
  • Yeni Oturum: Siteye ilk kez gelen insanların yüzdesi.
  • Geri Gelen Kullanıcılar: Siteye yeniden gelen insanların yüzdesi.

Ne Değişti?

Bu ayın rakamlarına bakınca gördüğünüz durum pek iyi değil. Örneğin ziyaretçi sayımız azaldı. Bundaki ilk sebep bu ay hiçbir reklam vermemiş olmamızdı. İkincisi sebepse blogla yeterince ilgilenmemiş olmamdı. Ziyaretçi sayısı düşünce, oturum ve sayfa görüntüleme sayımız da düştü. Bu şaşırtmadı fakat şaşırtan değişim blogun Facebook sayfasını yeni beğenen insan sayısının, beğenmekten vazgeçen insan sayısından daha az olmasıydı. Bunun üzerine düşünmek gerekiyor.

Son birkaç ayın istatistiklerine dikkatli baktıysanız Twitter ve Instagram rakamlarının pek değişmediğini ya da aynı kaldığını gözlemlemişsinizdir. Bunun da iki sebebi var: 1) benim gereken ilgiyi göstermiyor olmam, çünkü 2) Twitter doyuma ulaşmış ve çok ciddi anlamda kan kaybeden bir mecra. Bunu ayrıca uzun uzun yazayım. Şimdilik şöyle özetleyeyim: Twitter şu an sadece benim değil, dünyadan pek çok insanın bilinirlik yaratmakta zorlandığı bir mecra çünkü Twitter’da o tren kaçtı. Zamanında bilmemkaçbin takipçili hesabımı eğer silmemiş ve/veya iletişim kurmaya devam etmiş olsaydım belki başka türlü olurdu ama şu anda herhangi bir bilinirlik inşa edemiyorum. Zira edesim de yok, bu yüzden de ilgilenmiyorum.

Instagram konusuna bakacak olursak: Bundan yıllar önce bir deneme yapmak için bir Instagram hesabı açıp çektiğim fotoğrafları paylaşmaya başladım. #hashtag dediğimiz anahtar kelimeleri de kullandığım için ilk 2-3 haftada 2000’e yakın takipçim olmuştu. Dijital detoksum sırasında az evvel bahsettiğim Twitter hesabımı kapattığım gibi Instagram hesaplarımı da silmiştim. Geçtiğimiz sene yeniden bir Instagram hesabı açtıysam da pek ilgilenmedim. Nihayetinde bir kaç ay önce blog yazılarını orada paylaşmaya başladım. Ben genellikle işle ilgili yazıyorum ve bunu Instagram’da pek paylaşmıyorum. Hem bu ilgisizlik, hem de bu konudaki Türkçe içeriğin Instagram’da pek rağbet görmüyor olması nedeniyle de takipçi sayım pek artmıyor. Bir de insanların ilgisini çeken güzel içerikler üretemediğim ihtimali de var ama tabii ki o konuya girmeyeceğim 🙂

Bu ay blog konusunda verimsiz bir aydı. Eğitimlerdeyse bir hareketlilik oldu. Örneğin sanal gerçeklik alanında dünya üçüncülüğü bulunan Codemodeon‘a iki günlük eğitim için misafir olduk. Yüzlerine de söyledim, burada da söylüyorum, aklını kullanmayı seçen iyi niyetli ve zeki insanları bir başka seviyorum.

Yeni bir girişim için yatırımcılarla görüşeceğimizi bir önceki ayın raporunda söylemiştim. Bununla ilgili gelişmeleri aşağıda bulabilirsiniz.

Ocak Hedefleri Şöyleydi

1. Güzel haber: Sigarayı tekrar bırakacağım. Bunun için sistematik olarak bir şeyler yapıyorum ve devamını getireceğim.

Kötü haber: Henüz bırakmadım. İyi bir motivasyonla başlamıştım fakat devamını getirmedim. Büyük konuşuyorum: öyle veya böyle, bugün veya yarın bu illetten kurtulacağım.

2. İmar Planı: 2015 yılının sonunda büyük bir imar planı (masterplan) yapmıştım. Bunun ilk basamağı olarak 2016’da düzenli olarak blog yazmak gerekiyordu. Bunu çevremdeki insanlarla konuşurken, bu günlerde çok popüler olan Mars’a gitme benzetmesini yaparak şakalaşıyordum: “Bir gün Mars’a gideceksem bugün bu blogu yazmam gerekiyor 🙂 ” 13 Mart’tan itibaren bazen ayda 4, bazen 12 yazıyla ama her ay düzenli olarak bu kararımı uyguladım. Yukarıda anlattığım gibi bir sonraki basamak bireysel eğitimler vermekti fakat incelediğimiz veri bunun şu an için anlamlı olmadığını bize gösteriyor. Merdivenin bu basamağı kırık ya da su var; basmak bize bir şey kazandırmaktan ziyade bir şeyler kaybettirecek. “Hemen iki eğitimle mi karar verdin?” diye düşünen olabilir fakat bu yanlış bir bakış açısı olurdu. Sadece kendi eğitimlerimi baz alsaydım buna devam ederdim zira insanların eğitim kapattığı bir ortamda biz daha ikinci eğitimde kara geçtik. Ne ki, bireysel eğitim veren insanları inceleyerek ve ekonomik gelişmeleri göz önüne alarak baktığımızda bunun yarar getirmeyeceğini görüyoruz. Eğer kendi işinizi yapıyorsanız adapte olabilmenin gücünü gözlemlemişsinizdir. Biz de bunu yapıyor, imar planını güncelliyor ve diğer iki basamağa geçiyoruz.

Buraya bir not:İlla bize ücretli eğitim ver” diyen insanlar olursa ve benim zamanım uygunsa bunu elbette yaparım zira bu hem bir ek gelir, hem de değer yaratabilmek için bir fırsat. Fakat ben eğitim vermeyi duyurmak, eğitime hazırlanmak, organizasyonunu yapmak, gecenin bir yarısı verilen bir davete “acaba bir bilet daha satabilir miyiz?” diye katılmak gibi süreçleri bırakıp şu basamaklara yoğunlaşacağım:

İmar planını güncelledim fakat yeni gelişmeler oldu, birazdan değineceğim.

3. Konuşmacılık: Yazdığım konularda konuşabileceğimi de düşünüyorum. Bu yüzden 3. basamak olan konuşmacılığa yöneleceğim. Fakat bundan önce yoğunlaşmamız gereken şöyle bir basamak var:

Bu elbette hala geçerli, fakat:

4. YouTube Videoları: Buna aslında 21 Kasım günü başlayacaktık fakat bir takım çekinceler nedeniyle başlamadık. Bu sene düzenli olarak YouTube’da içerik yayınlayacağız.

Gelişmeler ve kötü plan sonucu buna başlamadık. Bu yüzden bir üstteki maddede bahsettiğim konuşmacılık konusu daha ötelenmiş oldu.

5. Yeni Girişim: Yatırım alırsak başlamak istediğim projeler var. Yatırım alabilir miyiz? Bilmiyorum. Fakat yatırımcı sunumu hazırlıyorum. Projemizde başarılı olur muyuz? Bilmiyorum. Kolay olacak mı? Kesinlikle hayır. Yapacağımız şeyler tutar mı? Bilmiyorum. Fakat çalışacağız. Çünkü çok basit bir sebebi var: 90 yaşına geldiğimde “bunları yapabilirdim, deneyebilirdim, daha çok çalışabilirdim ama yapmadım” gibi gerçekleri görmezden gelip başka bahaneler bulan ve mutsuzluğu sebebiyle başka insanları da mutsuz eden insanlardan olmak istemiyorum. Deneyeceğim. Sonuçları da birlikte göreceğiz.

Gelelim yatırım konusuna. Yatırımcı sunumunu hazırlarken yatırımlar, girişimcilik ve yapmak istediğim web sitesi projesi konusunda deneyimli iki kişiyle görüştüm. İlki çocukluk arkadaşım Şencan. Yıllardır Internet tabanlı işler yaptığı ve ReklamStore‘un sahibi olduğu için bu konuda geniş bir bilgisi var. Görüşmeye giderken yolda “ya bunu yapmak istiyorum ama bu iş beni mutlu edecek bir şey mi?” diye düşünüyordum. Kendisiyle konuşurken kişisel tarihime şimdiden geçmiş olan bir şey söyledi: “Bence ilk önce şuna karar vermek gerekiyor: Para kazanmak mı istiyorsun, yoksa gurur duyacağın bir şey mi yapmak istiyorsun?” Bu sözü ve sonrasında anlattıkları, görüşmeye gelirken düşündüklerimi doğrular nitelikteydi. Duyduklarımdan bu isteğimin bana uygun olmadığı kanısına vardım. Yaklaşık 2 saatlik sohbette çok şey öğrendim. Buradan çok selam ve teşekkürler! 🙂

Görüştüğüm diğer kişiyse Kovvan‘ın kurucusu Emre Özbek. Emre Bey daha önce melek yatırımcı ağı yönettiği ve pek çok girişimciyle çalıştığı için konu hakkında geniş bir deneyimi var. Sanki Şencan’la anlaşmış gibi konuşmanın bir yerinde kelimesi kelimesine: “Bence şu güzel aklını, bilgini ve insanlığını daha büyük problemleri çözmek için kullanmalısın” demez mi? Kendi düşüncelerim üzerine ikinci görüştüğüm deneyimli kişiden de aynı tepki gelince, kararımı vermiştim. Yine de üzerine uyudum, bir kaç gün düşündüm. Sonunda bu işi yapmamaya karar verdim. Uzun bir süre bir şeye kafa yorup emek ettikten sonra onu yapmaktan vazgeçmek insanın egosunu tetikliyor. Fakat üzerinde düşününce, başlayıp sonradan mutsuz olacağıma en başından oyunun kurallarını görme imkanım olduğu için, şükrettim. Emre Bey’e de buradan çok selam ve teşekkürler!

Kararımı verdikten sonra telefona uzandım. Sırasının çok uzun yıllar sonra geleceğini tahmin ettiğim bir işi acaba bugün küçük küçük başlayarak yapabilir miyiz diye düşünerek birini aradım. 1 saat konuştuk. Sonra birini daha aradım: 45 dakika. Ertesi gün toplam 3 saat daha. Bu cuma, kısmet olursa, bu konuları yüz yüze görüşeceğiz.

Bu insanlar kimdi? Neleri konuştuk? Neler gelişti? Onlar bugün yok. Hatta bu sefer bir sonraki ayın hedefleri kısmı da yok. Sadece yazıların devam edeceğini ve videolara başlayacağımı söyleyeyim. Kalanını merak edenler, ümit ediyorum, bir sonraki ayın blog raporunda gelişmeleri görebilirler 🙂

Gelecek ay görüşmek üzere!